Beykoz Belediyesi’nde yürütülen “ihaleye fesat karıştırma” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” soruşturmasında, Başkan Yardımcısı Fidan Gül, belediye içindeki işe almalarda ve bütçe taleplerinde önemli itirazlarda bulundu. Gül, Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nde yaptığı görev süresi boyunca, Başkan Yardımcısı olarak atanmasından kısa bir süre sonra, Veli Gümüş’ün akrabalarını işe alması ve bütçe taleplerinin reddedilmesi gibi konularda açıklama yaptı, bu durumun kariyeri için olumsuz etkilerini dile getirdi.
Beykoz Belediye Rantına Kurban Edilen Bir Kariyer: Fidan Gül’ün Dava Dosyasında Açığa Çıkan İddialar
Bu detaylı haber, Beykoz Belediyesi’nde yaşanan skandalın merkez figürü Fidan Gül’ün mahkeme huzurunda ortaya serdiği çarpıcı iddialarla dolu. Bu dava, ihaleye fesat karıştırma ve suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üyelik ve yardım suçlamalarıyla yargılanan 26 sanığın yol haritasında, belediye başkan yardımcısı olarak görev yaptığı süreçte ortaya çıkan olayları ve bu süreçte yapılan ihlalleri merkeze alıyor. Olayın kökeninde, Alaattin Köseler’in liderliğindeki yönetimde, Veli Gümüş’ün akrabalarını işe almasıyla başlayan ve ardından Fidan Gül’ün görevinden alınmasıyla sonuçlanan bir zincirleme etkileşim yer alıyor. Bu durum, sadece bireysel bir kariyerin sona ermesini değil, aynı zamanda belediye kaynaklarının nasıl manipüle edildiği konusundaki bir soruşturmayı da beraberinde getiriyor.
Fidan Gül’ün Söyledikleri: Bir Görevden Alınma Zinciri ve Şaşırtıcı İddialar
Mahkeme salonunda şahit olan Fidan Gül, duruşma boyunca kendine özgü bir üslupla, olaylara ilişkin detaylı açıklamalar yaptı. Gül’ün anlatımları, sadece bir görevden alınma sürecini aşan bir karmaşıklık içeriyor. Dava, özellikle belediyenin fazla çalışanlarla doldurulması ve bunun bütçe üzerindeki etkileri konusunda Gül’ün yaptığı tespitlerle dikkat çekiyor. Gül’ün ifadesi, belediyenin mali yapısının ciddi sorunlar yaşadığını ve bu durumun keyfi işe alımlara yol açtığını gösteriyor.
Gül'ün mahkemeye aktardığı bilgilere göre, görevine başladığı ilk gün itibarıyla başkan yardımcısı olarak görevden alınması büyük bir şok olmuş. Bu durum, sadece kendisine değil, belediyenin içindeki dinamikleri de önemli ölçüde etkilemiş. Gül, 14 Haziran'a kadar atıl durumda bekletildiğini, bu süre zarfında herhangi bir görevin kendisine verilmediğini vurguladı. Sonrasında, Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne atandığını, bu görevde Haziran sonu itibarıyla başladığını ifade etti. Ancak, Temmuz ayında başkan yardımcısı olarak görevine atandığında hiçbir iştirak veya müdürlük kendisine bağlanmadı. Bu durum, Gül’ün idaresinde ciddi bir eksiklik olduğunu gösteriyor.
"Müdürlük Boştu" İddiası ve Bütçe Taleplerinin Reddedilmesi
Gül’ün mahkemeye aktardığı en çarpıcı detaylardan biri, müdürlüğü aldığında yaptıkları kontrollerde alımlar için bütçelerinin olmadığını görmesi ve bunun üzerine bütçe talebinde bulunması oldu. Ancak, Gül’ün idaresinde bu taleplerin başkanın tarafından reddedildiğini öğrendi. Bu durum, belediyenin mali politikalarının ne kadar kontrolsüz ve şeffaf olmadığını gösteriyor. Gül’ün, Eylül ayında İBB Meclisinden onay alınarak ek bütçe getirilmesi konusunda yer alması ise, belediye kaynaklarının nasıl manipüle edildiğinin bir örneği olarak göze çarpıyor.
Gül’ün anlattıkları, sadece müdürlüğe yapılan alımların geciktiğini değil, aynı zamanda doğrudan alım yapamadıklarını ve pazarlık usulü alımlar yapmak zorunda kaldıklarını belirtiyor. Bu durum, belediyenin bütçe imkanlarının ne kadar kısıtlı olduğunu ve bu durumun keyfi işe alımlara yol açtığını gösteriyor. Gül’ün, 80-90 civarında dosya olduğunu ve bu dosyalardan sadece 5’inde imzasının bulunduğunu belirtmesi, sürecin ne kadar karmaşık ve kontrolsüz olduğunu gösteriyor.
Veli Gümüş’ün Akrabalarının İşe Alımı: “Kültür Müdürlüğü’nde Psikolog Mezunu Akraba”
Dava dosyasının en tartışmalı noktalarından biri de Veli Gümüş’ün akrabalarını belediyeye işe alması konusundaki iddialar. Gül’ün mahkemeye aktardığı bilgilere göre, Kültür Müdürlüğü’nde kurslarda çalışacak kişilerin PDR mezun olması gerekirken, Veli Gümüş psikolog mezunu kendi akrabasını işe almış. Bu durum, belediyenin işe alım süreçlerinde usulün ne kadar ciddiye alındığını göstermiyor. Ayrıca, 3 aylık değerlendirme kısmında gerekli desteği ve açıklamayı yapamadığını görüp, akrabalarının işe alındığını tespit ettikten sonra çıkışlarını yaptığını iddia ediyor.
Mahkeme başkanının Veli Gümüş’ün akrabalarının işe alması dışında başka bir usulsüzlüğü görüp görmediğini sorması üzerine Gül, hayır cevabını vermiş. Bu cevap, Gül’ün diğer sanıklarla doğrudan bir bağlantısının olmadığını, ancak yaşanan olayların belediyenin işleyişindeki ciddi sorunlara işaret ettiğini ortaya koyuyor.
Soruşturmaya Açılan Kapı: Fidan Gül’ün İddiaları Ne Anlama Geliyor?
Fidan Gül’ün mahkemede dile getirdiği iddialar, Beykoz Belediyesi’nde yaşananların sadece rutin bir görevden alınma hikayesi olmadığını, aynı zamanda ihaleye fesat karıştırma ve suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üyelik ve yardım gibi ciddi suçların da işlendiğini ortaya koyuyor. Gül’ün anlatımları, belediyenin mali yapısının ne kadar kontrolsüz olduğunu, keyfi işe alımların nasıl yapıldığını ve bu süreçte kimlerin etkili olduğunu anlamak için önemli bir anahtar sunuyor. Bu dava, sadece bir belediye başkan yardımcısının hikayesi değil, aynı zamanda Türkiye’deki yerel yönetimlerde yaşanan yolsuzlukların ve ranta dayalı uygulamaların bir örneğini de temsil ediyor.
