Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onaylayıcı imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan yeni bir atama kararıyla Hatice Boynukalın Şenkardeşler, Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı görevine getirildi; bu önemli pozisyon, özellikle Mukayeseli Fıkıh ve Maliki Mezhebi alanındaki uzmanlığıyla dikkat çeken Şenkardeşler'in uzun ve köklü akademik geçmişinin bir sonucudur. Aynı zamanda, Anlayış Dergisi'nde Orta Doğu ve siyaset üzerine yaptığı çalışmalar ve Marmara Üniversitesi’ndeki yüksek lisans ve doktora tezleriyle öne çıkan Şenkardeşler, Diyanet İşleri'ne yeni bir bakış açısı getiriyor.
Diyanet İşleri'ne Yeni Yön: Hatice Boynukalın Şenkardeşler’in Yükselişi
Türkiye’nin aydınlanma yolunda adından söz ettirecek bir isim, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda önemli bir görev üstlenmeye hazırlanıyor. 2025 yılının 4 Ekim’inde Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile bu saygın görevi üstlenen Hatice Boynukalın Şenkardeşler, ülkenin dini işleyişine yeni bir perspektif getirecek isim olarak dikkat çekiyor. Aynı kararda, Başkan Yardımcısı olarak atanan Hüseyin Hazırlar, Hafız Osman Şahin ve Fatih Mehmet Karaca ile birlikte, Diyanet İşleri’nin geleceğini şekillendirecek bir ekip oluşturuyor. Bu atama, hem Diyanet’in yönetim kadrosunda çeşitliliği artırırken, hem de modern ve yenilikçi yaklaşımların önünü açıyor.
Kimdir Hatice Boynukalın Şenkardeşler?
Hatice Boynukalın Şenkardeşler, iletişim alanındaki akademik başarısıyla öne çıkıyor. 1998 yılında Marmara Üniversitesi’nin köklü Gazetecilik Bölümü’nden birincilikle mezun olarak, Türkiye’nin iletişim geleceğine yön vermeye başlama fırsatı yakalamış oldu. Bu eğitim, onun analitik düşünme becerilerini ve medya dünyasına duyduğu ilgiyi daha da pekiştirdi. Akademik kariyerine adanmışlığı ve bilgiye olan susuzluğu, onu çeşitli projelerde ve yayınlarda yer almaya yöneltti.
Akademik Başarılar ve Bilgi Arenasında Yükseliş
Şenkardeşler, yüksek lisans çalışmalarına 2010 yılında başlasa da, bu süreçte edindiği derin bilgi ve analiz yetenekleriyle kısa sürede kendini kanıtladı. “Serahsi’nin Aile Hukuku Hükümlerinin Gayelerine İlişkin Analizleri” başlığı altında tamamladığı tezi, hukuk ve aile hukuku alanındaki incelikli çalışmalarını ortaya koyarken, aynı zamanda akademik camiayete önemli katkılar sağladı. Bu çalışma, Şenkardeşler’in metodolojik yaklaşımını ve detaylara verdiği önemi gözler önüne seriyordu.
Yüksek lisans diplomasını alan ardından, 2017’de tamamladığı doktora tezası, onun fıkıh alanındaki uzmanlığını ve derinliğini daha da ortaya koydu. “Şehabeddin Karafi’nin Fıkıhtaki Yeri” adlı çalışması, İslam tarihine ve fıkıh bilimine yaptığı değerli katkılarla bilim insanları ve öğrenciler tarafından büyük beğeni topladı. Bu detaylı inceleme, fıkıh prensiplerinin kökenlerini ve önemini anlamada önemli bir referans noktası oluşturuyor.
Kariyeri ve Uzmanlık Alanları: İlahiyat Fakültesi’nden Diyanet’e
2004-2010 yılları arasında Anlayış Dergisi’nde Orta Doğu ve siyaset üzerine yaptığı kapsamlı araştırmalar ve yazılar, Şenkardeşler’in bilgi birikimini ve analitik yeteneklerini gözler önüne serdi. Bu dönemde, çeşitli siyasi ve jeopolitik konuları derinlemesine inceleyerek, hem Türkiye’nin hem de dünyanın gündemine önemli bilgiler sunmuş oldu.
2018 yılından bu yana İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde görev yapan Şenkardeşler, mukayeseli fıkıh ve Maliki mezhebi gibi alanlarda yaptığı yenilikçi çalışmalarla tanınıyor. Bu alanda gerçekleştirdiği kapsamlı araştırmalar, hem akademisyenlere hem de Diyanet’in hizmet anlayışına yeni bir boyut kazandırıyor. Şenkardeşler’in çalışmaları, farklı fıkıh mezheplerini karşılaştırmalı olarak inceleyerek, İslam hukukunun çeşitliliğini ve entegrasyonunu anlamada önemli bir rol oynuyor.
Bu sayede, Diyanet İşleri Başkanlığı'na katılan yeni başkan yardımcıları, modern ve çağdaş yaklaşımların yanı sıra, fıkıh biliminin inceliklerine de hakim isimler olarak, Türkiye’nin dini hayata yön veren önemli bir güç haline geliyor. Önümüzdeki dönemde, Hatice Boynukalın Şenkardeşler’in Diyanet İşleri Başkanlığı’na getireceği yenilikler ve katkılar büyük merakle karşılanırken, Türkiye’nin dini alandaki geleceği hakkında da önemli tartışmalara yol açması bekleniyor.
