Son Dakika Tokat Haberler İzmir'de Bilim ve Özgürlük Savaşının Sembolü Nebahat Koru Hayatından Vefatına

İzmir'de Bilim ve Özgürlük Savaşının Sembolü Nebahat Koru Hayatından Vefatına

Haber Merkezi
Haber Merkezi Editör
Yayınlanma
Güncellenme
İzmir'de Bilim ve Özgürlük Savaşının Sembolü Nebahat Koru Hayatından Vefatına

Türk bilim insanı ve akademisyen Nebahat Koru, uzun süren sağlık sorunlarıyla verdiği mücadele sonrasında 25 Ağustos 2025’te hayatını kaybetti; bu üzücü veda, siyasi, medya ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin katılımıyla İzmir’de gerçekleştirilen törenlerle dolandı. Koru, asıl ününü, başörtüsü yasağına karşı gösterdiği direniş ve alternatif bankacılık üzerine yaptığı çalışmalarla kazanırken, eşi Fehmi Koru’nun da gazetecilikteki mücadelelerine ilham kaynağı olmuştu ve bu veda töreni, onun kalıcı mirasını kutlarken, Türkiye’nin eğitim ve aydınlık değerlerine olan katkısını da simgeliyordu.

Nebahat Koru: Bilim, Direniş ve Kalıcı Miras

Türk toplumunun aydınlanmış ve mücadeleci figürlerinden Nebahat Koru’nun hayatı, bilimsel çalışmaları, inançlarına olan bağlılığı ve yaşadığı zorluklara karşı gösterdiği direnç, ardında bıraktığı kalıcı mirası şekillendirmiş, 25 Ağustos 2025’te kaybettiği günden bugüne saygı ve minarelerle anılmaya devam ediyor. Bu özet, Koru’nun hayatının farklı yönlerini, akademik kariyerindeki başarılarını, direniş çabalarını ve yaşamının sonunu detaylı bir şekilde ele alarak, onun önemini ve mirasını vurgulamayı amaçlamaktadır.

Koru’nun Kökenleri ve Eğitimi: Aydınlanmış Bir Ailenin Mirası

Nebahat Koru, İstanbul’un canlı ve kültürel zenginlikleriyle beslenen bir ailede 1955 yılında doğmuş ve asıllı olarak şehrin bu eşsiz atmosferinden etkilenmişti. Öncelikle, Milli Selamet Partisi’nin öncü isimlerinden Süleyman Karagülle’nin kızı olarak, bilimsel düşüncelerin ve alternatif yaklaşımların önemini ilk günden itibaren benimsemiş, böylece entelektüel bir ortamda büyümüş, eğitimine ve kişisel gelişimine büyük önem vermişti. Babasının, İslam’daki bankacılık sistemine ve faiz konusundaki alternatif yorumlarına yaptığı çalışmalar, Nebahat Koru’nun zihninde derin izler bırakarak, ilerideki akademik çalışmalarının ve düşünce yapısının temelini oluşturmuştu. Ailesinin bu idealleri, onun öğrenmeye olan açlığını ve dünyayı daha iyi anlamaya yönelik çabalarını ateşlemişti.

İstanbul’da eğitim hayatına başlayan Koru, Ege Üniversitesi’nin Kimya Mühendisliği bölümünde yetenekli bir öğrenci olarak öne çıkmıştı. Üniversitedeki parlak performansı, onun bilgiyi edinmeye ve uygulamaya yönelik tutkusunun bir göstergesiydi. Akademik kariyerine adım atan Koru, Massachusetts Institute of Technology (MIT)’de iki yıl boyunca misafir bilim insanı olarak çalışarak, özellikle alternatif enerji kaynakları üzerine araştırmalar yürütmüştür. Bu deneyim, onun global bilim camiasıyla tanışmasına ve yenilikçi düşünceleriyle tanınmasına olanak sağlamıştır. MIT’deki görev süresi, Türkiye'den kendisine gönderilen maaşlarla desteklenmiş, onun bilimsel çalışmalarına devam etmesini sağlamıştır.

Akademik Kariyer ve Zorluklarla Karşılaşma: Direnişin Sembolü

Nebahat Koru, Ege Üniversitesi'nde asistanlık sınavını kazanarak kimya mühendisliği dersleri vermeye başlamış, kısa sürede üniversitede tanınmış bir öğretmeci haline gelmiştir. Ancak 1984 yılında, başörtüsüyle derslere girdiği gerekçesiyle üniversiteden ihraç edilmiş, bu durum onun akademik hayatında büyük bir kesinti yaratmış, profesyonel kariyerini ciddi ölçüde aksatmıştı. Bu olay, sadece Koru'nun hayatını olumsuz etkilememiş, aynı zamanda Türkiye'de başörtülü hanımlar için eğitim hakkının ne kadar kısıtlandığını da gözler önüne sermiştir. Yine de Koru, bu engeli bir motivasyon kaynağı olarak görmüş, asla pes etmemiştir. İhraç edilmesinin ardından, bilimsel çalışmalarına kesintisiz olarak devam etmiştir.

Türkiye'nin Bilim Dünyasına Katkısı ve Mirası

Nebahat Koru, MIT’de geçirdiği süre boyunca, Türkiye’den kendisine gönderilen maaşlarla bilimsel araştırmalarını sürdürmüş, alternatif enerji konularında önemli çalışmalar yapmıştır. Başörtüsü yasağına ve yaşadığı zorluklara rağmen, bilim ve eğitime olan tutkusunu kaybetmemiş, eğitim alanındaki çalışmalarına ve deneyimlerine değer vermiştir. Koru’nun çalışmaları, Türkiye’nin bilimsel gelişimine katkıda bulunmuş ve benzer zorluklarla karşılaşan diğer kadın bilim insanlarına ilham kaynağı olmuştur. Onun hayatı, sadece bilimsel başarılarıyla değil, aynı zamanda direniş ve mücadele ruhuyla da anılmaya değerdir.

Hayatının Sonundaki Huzurlu Veda

Nebahat Koru, uzun süren kanserle mücadeleden sonra, eşi Fehmi Koru’nun ifadesiyle “huzurlu bir şekilde aramızdan ayrılmış” ve sevenlerinin kalbinde silinmez bir yer edinmiştir. Üç yılı aşkın sürede yürüdüğü zorlu mücadele, onun direniş ruhunu ve sağlığına olan bağlılığını göstermişti. Koru, 1980 yılında gazeteci-yazar Fehmi Koru ile evlenmiş ve bu birliktelikten beş çocuk dünyaya getirmişti: Mehmet Yasin, Zeynep Alemşah, Fatma Şirin, Ahmet Taha ve Ömer Faruk. Onun hayatı, sadece bilimsel ve akademik başarılarıyla değil, aynı zamanda güçlü aile bağlarıyla da doluydu.

Vefatı ve Anılması

Nebahat Koru'nun cenaze töreni 27 Ağustos 2025'te İzmir’in Hacı Fatma Tatari Camisi’nde kılınan öğle namazının ardından Urla İskele Kabristanı’nda gerçekleştirilmiş ve çok sayıda önemli figür tarafından katılmıştır. Törenin arifesinde, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski bakanlar Beşir Atalay, Ömer Dinçer, Sabri Tekir, Hakan Tartan ve medya dünyasından Mehmet Aydın, Mustafa Karaalioğlu gibi isimler Koru'nun cenaze törenine katılarak, onun yaşamını ve mirasını andı. Nebahat Koru’nun hayatı, Türkiye’nin bilim ve eğitim tarihindeki yerini koruyacak, onun direnişi ve bilimsel çalışmaları, gelecek nesillere ilham kaynağı olmaya devam edecektir. Koru, sadece bir bilim insanı olarak değil, aynı zamanda kadın hakları ve özgürlükler mücadelesinin bir sembolü olarak da kalbinde yaşayacaktır. Onun mirası, Türkiye'nin geleceği için önemli bir yol gösterici olacaktır.